Bu sene, Netflix’te “The Nurse” adlı dizinin yayınlanmasıyla Christina Aistrup Hansen vakası tekrar gündeme geldi. Katil hemşireyi konu alan mini dizi, olayla ilgili merakları bir kez daha uyandırdı.
Hazırsanız; hastane koridorlarında adeta bir Azrail gibi dolaşan Christina’nın neden böyle bir şey yaptığına, nasıl yakalandığına ve şu an nerede olduğuna hep beraber bakalım.
Dışarıdan bakıldığında başarılı bir hemşire profili çiziyordu.
Christina Aistrup Hansen, 2016 yılında Danimarka’daki Nykøbing Falster Hastanesi’nde gece hemşiresi olarak çalışıyordu. Dışarıdan bakıldığında, başarılı ve acil durumlarda nasıl müdahale etmesini bilen bir hemşireydi. Ancak sorun şu ki acil durumları kendi yaratıyordu.
Katil hemşire, geceleri hastalara yüksek dozda morfin ve diazepam veriyordu. Hastalar, maddelerin etkisiyle ölümle burun buruna geldiğinde ise onları kurtarıyordu. Bir süre sonra, meslektaşı Pernille Kurzmann Larsen bu durumdan şüphelenmeye başlamıştı.
Hastanede çalışan birçok kişi şüphelenmişti ancak kimse birbirine söylememişti.
Pernille Kurzmann Larsen, şüphelerini hastanedeki diğer çalışanlara da açtı ve birçoğu, uzun zamandır böyle bir şeyden şüphelendiklerini ancak dile getiremediklerini itiraf ettiler.
Onu gözlemlemek için gece vardiyalarına kalan ve ilaçları kontrol eden Kurzmann, artık emin olmuştu. Aynı bölümde çalışan erkek arkadaşı Dr. Niels Lunden’in yardımıyla polise haber verdiler, işte her şey bu noktadan sonra çözüme kavuşacaktı.
Üç hastanın ölümü sebebiyle en sonunda tutuklandı.
Gece hemşiresi, 2012 yılında ölen 72 yaşında bir erkek, 28 Şubat 2015’te ölen 86 yaşında bir kadın ve aynı gün ölen 66 yaşında başka bir erkek olmak üzere 3 hastanın ölümü nedeniyle tutuklandı. Vücutlarında yüksek dozda morfin ve diazepam bulundu ve hepsinin öldüğü gün gece vardiyasında çalışan kişi Christina’ydı.
Hemşire, “Ölüm Şeytanı” adıyla ünlenmişti.
Duruşma, Danimarka medyasında yer alan en önemli davalardan biri haline geldi. Hemşire, Danimarka’da “Ölüm Şeytanı” olarak ünlendi. 2016 yılında üç cinayet ve bir cinayete teşebbüsten ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Ancak 2017’de ceza 12 yıl olarak değiştirildi ve suçlama “cinayete teşebbüs” oldu. Gerekçe ise, morfin ve diazepam’ın doğrudan ölüm nedeni olduğunun kanıtlanamayacak olmasıydı.
Tüm bu cinayetlerin ardında yatan en büyük sebeplerinden biri “aşırı ilgi arama” ile ilişkilendirilebilecek kişilik bozukluğuydu.
Bugün, 2023 itibarıyla, Christina Aistrup Hansen cezasını bir Danimarka hapishanesinde çekmeye devam ediyor. Kendisine, “aşırı ilgi arama” davranışlarıyla karakterize edilen bir kişilik bozukluğu olan “histrionik kişilik bozukluğu” teşhisi kondu.
Çünkü hemşire, hastalara yüksek dozda ilaç vermesinin hemen ardından onları kurtarmak için başka ilaç veriyordu. Kendini bir nevi kahraman ve ilgi odağı yapmaya çalışıyordu. Ancak, vakalarının üçünde bunu yapamadı ve ölümlerine sebep oldu.
Ölüm Şeytanı’nın cezası 2028’de sona erecek.
2018 yılında özgür bir kadın olarak yaşamına devam edecek olan Christina, bir daha asla hemşire mesleğine dönemeyecek. Onu ihbar eden meslektaşı Kruzmann ise hâlâ aynı hastanede çalışmaya devam ediyor.
